12 Ocak 2019 Cumartesi günü söyleşi yapılmıştır.



13 Ocak 2019 , Pazar

Kumpas davalarını tekrar gündeme getirmek, bu konuda toplumsal hafızayı canlı tutmak, davalar ve kumpasçıların yargılanmalarıyla ilgili son gelişmeleri katılımcılar, basın ve kamuoyu ile paylaşmak, bu çerçevede kumpasçıların yargılanmaları için kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla bir dizi söyleşi planlanmıştır.

Söyleşilerin altıncısı 12 Ocak 2019 Cumartesi günü yapılmıştır.

TESUD Genel Merkezi'nde düzenlenen söyleşide İstanbul Askeri Casusluk Davasını anlatan E. Dz. Yb. Seyfettin Alevcan davanın kurgulanma amacını şöyle açıkladı:

"Dava diğer kumpas davalar için maymuncuk olarak kullanıldı. TSK ve özellikle de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinden, camia içinde iyi bilinen başarılı isimler itibarsızlaştırılmak istendi. Savunma sanayi ve GES Komutanlığına, ileriye dönük ele geçirme operasyonu yapıldı."

ABD'nin bölgemizde yıllardır egemen güç olma stratejisi uyguladığını, bu kapsamda Kuveyt, Irak, Libya, şimdi de Suriye'de benzer senaryoları uyguladığını vurgulayan Alevcan, TSK'nın da ABD ve ortağı FETÖ'nün en önemli hedeflerinden biri olduğunu belirtti.

Alevcan sözlerini şöyle tamamladı. "TSK'daki bu tasfiye işlemlerinde, sahte delil üreten kolluk kuvveti mensupları ve bu sahte delillerle iddianame hazırlayarak yargılama yapan savcıların yanı sıra ne acıdır ki, bayrak ve silahın üzerine bir elini koyup, diğer elini silah arkadaşının omzuna koyarak, devletine ve Silahlı Kuvvetlere bağlı kalacağına şerefinin üzerine yemin eden personel de mevcuttur. 15 Temmuz sonrası bunların çoğu ya tutuklanmış ya da kaçmıştır. Örgüt ve ABD'ye hizmet ederek, kendi ülkesinin ordusuna kumpas kurup, uygulayanlar bugün yargılanıyor. Ancak detaylı değil, yüzeysel olarak ve arkasındaki bağın ortaya çıkmasını nedense istemeyen bir anlayış tarafından yargılanıyorlar. İstanbul Askeri Casusluk kumpasını kurgulayarak, 56 kişiyi fuhuş, şantaj, tehdit ve en kötüsü vatana ihanet anlamına gelen askeri casusluk ile suçlayanlar, aslında en büyük vatan hainidirler."

Söyleşinin sonunda E. Kora. Atilla Kezek de dönemin özel yetkili savcısı Fikret Seçen'in arama yapmaya gidip, eliyle koymuş gibi bir takım sözde delilleri bulduğu Donanma'daki arama ile ilgili bilgi verdi.

İstanbul Askeri Casusluk kumpasının kitabını yazan E. Kur. Alb. Mustafa Önsel ise nasıl bir kumpasla karşı karşıya kalındığına cezaevindeyken vakıf olduğunu belirterek, "İhanetin bu kadar örgütlü, kılcal damarlara kadar sızdığını bilmiyor, tahmin etmiyor, ummuyorduk" diye konuştu.