2 Mart 2019 Cumartesi günü söyleşi yapılmıştır.



04 Mart 2019 , Pazartesi

Kumpas davalarını tekrar gündeme getirmek, bu konuda toplumsal hafızayı canlı tutmak, davalar ve kumpasçıların yargılanmalarıyla ilgili son gelişmeleri katılımcılar, basın ve kamuoyu ile paylaşmak, bu çerçevede kumpasçıların yargılanmaları için kamuoyu baskısı oluşturmak amacıyla bir dizi söyleşi planlanmıştır.

Söyleşilerin onikincisi 02 Mart 2019 Cumartesi günü yapılmış, TESUD Genel Merkezi'nde düzenlenen söyleşide, 2010'da Kuleli Askeri Lisesi'nden 6. sırada mezun olmuşken, şok mangaları yüzünden Kara Harp Okulu'ndan ayrılmak zorunda kalan ve halen Gazi Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan Yağız Aksakaloğlu " askeri okullardaki kıyımı" anlatmıştır.

Söyleşinin açılış konuşmasını yapan KUMPAS-DER Başkanı Ahmet Tatar, konu "Kıyım" denilse de aleni işkencenin konuşulacağını vurgulayıp, "Keşke düşmanlarımız mert olsalardı. Maalesef o onur ve şeref onlarda yok. O yüzden çocuklarımıza hiç acımadan kıydılar" dedi.

Konuşmasına askeri okulların TSK'nın temeli olduğunu belirterek başlayan Aksakaloğlu, 2006-2014 arasında yaklaşık 4 bin askeri öğrencinin Fetullahçıların işkence ve kumpaslarını maruz kalıp ayrıldığını veya atıldığını söyledi.

Aksakaloğlu, şöyle devam etti: "Böylece TSK'nın 30-40 yıllık gelecek yönetim kademesi tasfiye edildi. Boşalan yerler çoğunlukla Fetullahçı askeri öğrencilerle dolduruldu. Bunların askeri okullara sızması 80'li yıllarda olsa da operasyonel anlamda harekete geçme yılı 2006'dır. Kara Harp Okulu Komutanı Reha Taşkesen'in isimsiz-imzasız ihbar mektupları ve usulsüz dinlemeler nedeniyle ayrılmak durumunda kalmasından sonra şok mangalarıyla asker çocukları ve askeri lise mezunlarının katliamına geçildi. Askeri okullarda FETÖ yapılanmasının miladı 2008'dir."

Örgütün, askeri okullarda Stanford hapishanesi deneyi yöntemlerini uygulayarak, öğrenilmiş çaresizlik yarattığını kaydeden Aksakaloğlu, uzun süre yaşananlara kimseyi inandıramadıklarını belirtti.

Örgüt lideri Fetullah Gülen'in askeri okullarla ilgili hedefini Küçük Dünyam isimli kitapta açıkça ortaya koyduğunu hatırlatan Aksakaloğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu örgütün daha çok terör yanı vurgulanıyor, ama bunun kadar önemli bir başka yanı casusluktur. Bu örgüt algı yönetimi ve propagandada çok başarılıdır. İçimize girip, sizden bizden, Atatürkçü, milliyetçi, devrimci, hatta kardeşiniz, eşiniz olurlar. Biliyorsunuz askeri okullar 31 Temmuz 2016'da kapatıldı. 17 bin askeri öğrenci ayrılmak durumunda kaldılar. Örgüt bunları Yaşayan Şehitler diye örgütlemeye çalıştı. Devlet ne yaptı? Puanları yüksek olanların çoğu örgüttendir. İşte bunlar kaliteli üniversitelere yerleştirildi. 10-15 yıl sonra entelektüel ordu olarak karşımızda duracaklar. Bir şekilde yine onlarla çatışabiliriz. Birleşe birleşe, birbirimizi daha iyi anlaya anlaya bunlarla mücadele edeceğimize inanıyorum. Bu ve diğer örgütleri bu temiz Anadolu coğrafyasından temizleyebilecek güçteyiz."

Söyleşinin sonunda bir konuşma yapan Gazeteci-Yazar Nihat Genç de, bu gençlerin yaşadıklarının hikaye, senaryo gibi yazılması gerektiğini belirterek, "İleride bunların filmi yapılmalı. Unutmayacağız. Bu bizim vatan borcumuzdur. Bunları önümüzdeki yıllara aktaracağız" dedi.